Milyonlarca Kişinin İçme Suyu Tehlikede: Sapanca Gölü’nde Kırmızı Alarm Verildi
Sakarya ve Kocaeli’nin içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü, son yılların en düşük seviyesi olan 29.87 metreye geriledi. Kayıkların karaya oturduğu, suyun metrelerce çekildiği göl için uzmanlardan ve yetkililerden peş peşe uyarılar geldi. Kuraklık, bilinçsiz kullanım ve sanayi baskısı, kritik seviyeye neden oldu.

Sakarya Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) verilerine göre Sapanca Gölü’nün su seviyesi 29.87 kotuna düştü. Bu rakam, göl için alarm eşiğinin altına işaret ediyor. Gölün bazı bölümlerinde kayıkların karaya oturduğu alanlar drone ile havadan görüntülendi.
SASKİ, göl seviyesinin 29.70 kotuna düşmesi durumunda bir dizi acil önlem alacağını açıkladı. Bunlar arasında park ve bahçelerde içme suyu kullanımının yasaklanması, havuz doldurmalarının durdurulması ve yüksek tüketimli ticari abonelerin takibe alınması yer alıyor.
Bilimsel Uyarılar: “Su Kaynaklarını Kendi Elimizle Tüketiyoruz”
Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu Yiğit, Sapanca Gölü'nde yaşanan düşüşü değerlendirerek şu ifadeleri kullandı:
“Her yıl kuraklığı daha şiddetli yaşıyoruz. Göl yalnızca yüzeyde görülen sudan ibaret değil; dereler ve yer altı suyu ile besleniyor. Yanlış kullanımın etkisi büyük.”
Yiğit’e göre binlerce bungalovun havuzları gölden besleniyor, su şişeleme fabrikaları da buradan su çekiyor. Londra’da bile Sapanca menşeili su satıldığını vurgulayan akademisyen, bu durumu "vahim" olarak nitelendirdi.
“Tasarruf Kültürü Yok, Hâlâ Araba Yıkıyoruz”
Yiğit, bireysel ve kurumsal su kullanım alışkanlıklarının da değişmesi gerektiğini vurguladı:
“Göldeki su alarm verirken, kentte hâlâ araba yıkanıyor, peyzaj sulaması sürüyor, fabrikalar su çekmeye devam ediyor. Tarımda da tasarruflu su kullanımına geçilmiyor. Sadece iklim değişikliğini suçlayamayız; bizler de gereken önlemleri almıyoruz.”
“Bu Bir Ekosistem, Su Dolu Bir Çanak Değil”
Sapanca Gölü’nün yalnızca su değil, bir ekosistem olduğunu hatırlatan Yiğit, sucul yaşamın da tehdit altında olduğunu belirtti:
“Oksijen seviyesi düşen suda balıklar zarar görür. Belediyeler ve kurumlar iklim krizine uyum sağlamak için kurakçıl peyzaja geçmeli, kayıp-kaçakları azaltmalı, halka bilinçlendirme çalışmaları yapmalı. Herkes taşın altına elini koymalı.”
Sanayi ve Turizme Sert Uyarı
Yiğit, gölden sanayi için su çekilmesinin acilen durdurulması gerektiğini vurguladı:
“Sanayi, deniz suyunu ya da gri suyu arıtarak kullanabilir. Ekonomik yatırım yapmaktan kaçındıkları için göl suyuna yöneliyorlar. Yuvacık Barajı’na zaman zaman gölden su aktarılması da endişe verici; bu uygulama dünyada nadir görülür.”
Kuraklık Daha Sık ve Şiddetli Olacak
Uzmanlara göre, iklim değişikliğiyle birlikte kuraklık artık geçici değil, kalıcı bir tehdit. Bunun önüne geçilmesi için:
Sanayi su çekiminin sınırlandırılması
Su şişeleme faaliyetlerinin kontrol altına alınması
Tarımda damla sulama gibi tasarruflu sistemlere geçilmesi
Ormanların korunması ve yeniden ağaçlandırma çalışmaları yapılması
gibi adımların atılması gerekiyor.
Sonuç: Her Damla Değerli
Sapanca Gölü’nde yaşanan bu tablo, yalnızca iki ili değil, Türkiye genelinde su yönetimi politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Uzmanlar uyarıyor: “Bu durum kader değil. Doğru adımlarla değişim mümkün.”